30 Kasım 2010 Salı

KARNİOL KARNİOL

Hacı Amca soruyor:Yeğenim bizim arılıkta sızlar sinek yok,seninkiler çok hareketli bunlar nire malı,cinsi ne?
Diyorum:Hacı amca buna karniol diyorlar Alaman Alaman.
-Karmiyon muuu?
-Karniol karniol, Alaman, Helga?
-Ben o dediğini burdan eve varmaya unuturum.(Bu Hacıda Doktorun kankası sanki biri karniolu duymuyor,biri adının yazılmasını istemiyor)
-Helga hacı amca helga.
-Hah tamam onu daha önce duydum unutmam.
-Bu helga nasıldır?
-Hacı amca uslu uslu kuzu gibi,verimli çok bal yapar,oğula meyilli değildir oğula gitmez.
-Usluluğu ve verimlilliği neysede oğul vermedikten sonra neye yarar?
-Oğul verirse bahçede süs olur,bal alamazsın, bakım emeğin ve yaptığın masrafta cabası olur.
-Yok yok, oğul olmazsa bana uymaz.
-Hacııı illa oğul alacam dersen baharda kat atmayı geciktir.Hergün oğul alırsın.
-Yok ben kargadan başka kuş tanımam.
-Ver elini öpeyim,Allah işini rast getirsin.
-Arıları kurcaladın mı ki hareket çok? diyor Hacı Amca.
-Yok birazdan açacağım gel yakından bak.
-Maske getir,başlık getir.
-Ne maskesi Hacı Amca ben kovan önünde maskesiz eldivensiz eşek arısı öldürüyorum.
-İğnesi varsa sokar güvenilmez.
-Gel sokarsa yüzüme tükür. (Hacı Amca gönüllü gönülsüz kovanların önünden geçiyor benim rahat dolaşmama bakıp:Hani senin allerjin vardı,hadi sokarsa? -Daha siftah yok,sokarsa avil ampul allerji iğnesi hazır,antihistaminik hapımda var.
Hacıyla körük yakmadan maskeleri giyip ilk kovanı açtık.
-Bunlar hiç maskeyede vurmuyor.
-Vurmaz Hacı Amca bunları okulda eğitmişler. Sahiplerinden birisi doktor bunlara usluluk iksiri içirmiş.
-Cık cık cık Allah Allah,fesuphanallah.Daha neler duyacağım.
-Hacıı az önce karniol dediğimi duymuyordun birden kulakların açıldımı ne?
Bak fotoğrafını çekiyorum internette yayınlayacağım,meşhur olacaksın.
-Sakın ha sakın elalem ne der günah günah.
-Yani rızan yokmu seni torunların,çocukların görmesin mi?
-Neyimi görecekler,yanıma gelince görüyorlarya.
-Anladım Hacı Amca Allah'a emanet ol.
Hacıyı uğurlayıp kontrole devam ettim.

Evet dostlar Kayseri'de bizim yerliler yavruyu keseli aylar oldu.Köyde yukardaki Hacı Amca dahil 17 kovan 8 e ,13 kovan 1 e ,7 kovan 2 ye,10 kovanı 6 ya düşen çevremdeki arıcıların durumu.İçerisinde kendimde olmak şartıyla durum vahim.



Şimdi Sn Ali Türk ve Sn Muhteşem Turunç abiler sayesinde 4 kolonilik karniollarımız oldu.Bu karniolları test edip tüm olumlu-olumsuz sonuçları sizlerle paylaşacağım bilgi dağarcığım yettiği kadar.Gerçi Hacı Amca test etmeden onayı bırakın kafadan reddetti ama önemli değil.Baharda ziyaretime gelince(eğer kışı atlatırsak) Hacı amca yavrulu çerçeveleri görünce az titreyen ellerinin uçarcasına titrediğini görür gibi oluyorum.


Denemekden kim ölmüş.Daha önce kullandığım karniollardan da çok memnundum. Ama ramazan ayının o sıcağında varroaları görünce hem yerlilere verdim 40-50 ml %85 lik formik asiti hem karniollara;arkasından birde laktik banyosu, arılıkta ne yerli ne karnıol kaldı.Tamamen kendi acemiliğimden kovanlarım söndü.


Bu resimdeki yavrulu çerçeveler ve kapak çerçevelerinde bal durumu nerdeyse yok denecek kadar azdı. 2 şer kg koyu şurubu sırlamaya bile başlamışlar.Bu hafta bir parti daha verdim ve havalarda iyi gittiği için yavrulu alanlarıda bloke edip kışa girecekler.Amacım bu.


Bazı arıların üstünde varroada gördüm. 1 er adet bayvarol şerit koydum.Eğer hava 4 aralık pazar günüde müsait olursa tam istediğim kıvama gelecekler.Çünkü tek eksiği bal stoku.Kovanlarda 4 çerçeve var ve çuvalla bölünmüş vaziyette. Çuvaldan sonraki boş kalan kısma açık ballı elimdeki stok ballı çerçevelerden her bir kovana 1 tane koydum.Ali abi diyorki çuvaldan sonraki bölmedeki balı kendi çerçevelerine havanın müsait olduğu, arıların salkımda olmadığı zamanda taşırlar diyor.Bu yüzde herkes kış gelsin artık derken ben bir hafta daha hava güzel olsun diye dua ediyorum.

Buradada kovan önündeki görünüş.








Aşağıda komşum amca oğlunun av köpeği.Bizim bahçeninde bekçisi.


İsmini bilmediğim bu çiçeklerin tohumlarını da büyük dayımın oğlu Bülent Bolat vermişti.Üstüne kar yağacak oldu daha açmaya devam ediyor.


Eşek arıları için koyduğum pekmez ve ekşi şuruba düşen eşek arıları aşağıda.Demekki ihmalkar davranmayıp bu tuzaktan çok koysam çok daha eşek arısı düşüp kovanları taciz edemeyeceklerdi. Kendime bazen kızıyorum.








Tüm dostlara kayıpsız bir kış diliyorum. Hoşça ve esen kalın.
Aşağıdaki resmide Muhteşem Abi'nin yorum yazınına yazdığım cevaba istinaden 01.12.2010 günü ekledim.Herkes resimden anlayacağını anlar zaten. Resim 2010 haziriran ayı sorasında tarafımdan çekilmiş idi.



23 Kasım 2010 Salı

KAYSERİ'DEN BAKAN GEÇTİ

Öncelikle tüm dostların mübarek Kurban Bayramını kutlarım. Bayramın 3. günü duydukki Arı Bakanı Sayın Ali Türk Kayseri'ye gelip Tanrı misafirimiz olacak.Kendisini karşıladık ve ailesiyle birlikte hanemizi şereflendirdi sağolsun.Kendisinin zamanı çok kısıtlı olduğu için istediğimiz şekilde ağırlayamasak ta görüşme konuşma fırsatı bulduk. Kayseri'den kendisi ile sanaldan tanışıp görüşemediğimiz Fatih Mutlu kardeşimde geldi sağolsun. Yukarıdaki resimde solda Fatih Mutlu,ortada Bakan Ali Türk ve sağda acizane ben.Kayseri'ye çok bakan geldi,başbakanlar geldi,Cumhurbaşkanları geldi.Ama bu bakan başka.Gelirken boş gelmemiş. 2 kovan içine 4 er çerçevelik 4 koloni(anaları karnıol F1) getirmiş.2 adedi kendisinden,2 adedi Sayın Dr Muhteşem Turunç abimden olmak üzere.Çünkü benim arılarım yaz ortasında formik ve laktik asit kurbanı olmuşlardı.Acemi arıcı olmama rağmen 3 kış geçirip kışta ve baharda hiç koloni söndürmemiştim.Ama bu yaz kendi hatam sebebiyle koloniler tümüyle gümledi. Elimde 1 tane kalmıştı onuda 3 e bölüp yedek analar verdinse de durum vahim.Adı üstünde bakan bunu duydu durur mu?"Ben illaki yönümü Kayseri'ye çevirip o tarafa bakacağım,sen ramazan bayramında arısız kaldın kurbanda senin arılığını arılandıracam" dedi.Ben garibanda bakan sözünü geri çeviremedim.Hem Ali Abi'ye hem Sayın Muhteşem abiye buradan çok teşekkür ediyorum. Herşey bir yana ama işte bu insanlar artık bazı şeyleri aşmış arkadaşlar. Bana daha önce Ali abi ana arı lazım olduğunda da ne zaman istedimse anında gönderdi.Israrla hesap numaranı ver abi dedim kabul etmedi. Bunları şunun için yazıyorum. Bana koloni veya ana arı gönderdiler diye değil. Ancak insanlık,adam gibi adamlık biryerlerde hala var arkadaşlar, bunun için yazıyorum.Dikkatinizi bu yöne çekmek istiyorum.
İşin magazin kısmındaysa aşağıda görüldüğü gibi devam etti:Yukarıda iki oğlum ve ben arıları indirdikten sonra.(resim Ali Abiden alıntı)
Resimde solda babam,yanında Fatih,Ali Abi ve Ali abinin annesi. Resimde Ali Abiye Doktor kontrolünde ikramda bulunuyoruz.Evde çay içerken Muhteşem Abi'yi arıyor bakan :"Kayseri'deyim ne yiyelim" diyor. Telefon bana geliyor.Muhteşem Abi"sakın ona birşey yedirmeyin kollesterolü yükselir"diyor.Bizde doktor tavsiyesini dinledik tabii.Tabaklara az birşey koyduk artık.
Ali abiyi Ürgüp yönüne uğurladıktan sonra arıları şehir merkezine 23 km uzaklıktaki köyümde bulunan arılığıma götürdüm. Kovanları öyle güzel paketlemiş ki ilk bölmeyi açmak için biraz uğraştım sonra baktım olmuyor maket bıçağı ile çuvalları kestim, birazda geç çıktığımdan dolayı hava karardı.Karanlıkta ışıldak lamba ile bu arıları bizim kovanlara aktardım. Arılarda sanki okadar yol gelip hiç bunalmamış,çok sakin. Bizim yerli melezleri bırakın aktarmayı o karanlık ortamda kovanı tıklatsanız hepsi dışarı dökülüp üstünüze sıvaşır ve şişlenmedik yeriniz kalmaz.
Resimleri çekerken o kadar karanlıktı ki yakın plan resimleri fotoğraf makinasını tahmini tutup resim çekiyordum.
Biraz uzaktan çektiklerimi ise ışıldak lambanın loş ışığına göre makinayı yine tahmini tutuyordum.Çünkü karanlıkta çekeceğim bir kare görünmüyordu sadece ışıldağın ışığı karanlık footoğraf karesinde bir ışık noktası olarak görünüyordu.


Ve ertesi gün artık çevreyi belleme uçuşuna çıktılar.